KÖYÜMÜZ
 

KÖYÜMÜZÜN TARİHİ

         1997-2002 yılları arasında İngiliz Arkeoloji Cemiyeti'nin sponsorluğunda Dr.Roger Matthews ve ekibi Paphlagonia Projesi kapsamında bölgede yapmış oldukları yüzey araştırmaları sonucunda elde ettikleri bulgulara dayanarak Paleolitik dönemden bu tarafa yerleşim yeri olarak kullanılan bölgelerin var olduklarını tespit ettiler. Orta-Çerkeş yolu üzerinde bulunan Salur köyü arazisinde Paleolitik döneme ait (100 bin yıl önce) iki adet el aleti bulundu. Türkiye Arkeolojik Yerleri arama projesi kapsamında yapılan araştırmalarda Neolitik, Kalkolitik , İlk ve Son Tunç Çağı, Frig çanak, çömleği parçaları bulundu. Bölgede halen Alman, Hollanda, Avusturya arkeoloji cemiyetlerinin ve üniversitelerinin çalışmaları devam etmektedir. 


          Sakaeli'nin yerleşim yeri olarak ne zamandan beri kullanılmakta olduğu henüz kesinlik kazanmamıştır. Hitiler, Paflagonlar, Frigler, Galatlar, Roma ve Bizans yerleşim yerleri haritaları içinde yer aldığı görülmektedir. Grekçe kaynaklarda köyün adı Çankırı ve Ilgaz ile birlikte geçmektedir. Sığınacak ve saklanacak kaya mezarları ve inlerin çokluğuna dayanarak Hıristiyanlığın ilk yıllarında büyük bir yerleşim yeri olduğunu söyleyebiliriz. Kaya mezarlarının birinde kralın oturduğuna dair söylence vardır. Buradan hareketle Hristiyanlığın ilk dönemlerinde adı geçen yerin kaya kilise veya papazın ikameti olarak kullandığı akla gelmektedir.

          Köyün tarihi hakkında bilgi edinilememiştir. Orta Asya'dan gelindiği ifade edilmektedir zaten akside olamaz. Civarın en eski köylerinden biridir. Sakaeli sözcüğü üzerinde (etimolojisi) bazı varsayımlar ileri sürülmekte ise de köyün esas halkı Horasan menşeilidir ve Emir Karatekin'in bölgeyi fethinden sonra buraya gelerek yerleşmiş Oguz Boylarındandır. Değişik zamanlarda göç alan köyün Saka Türklerinden olduğu da ifade olunmaktadır. Prof. Hallaçoğlu Saka Türklerinden bölgeye gelerek yerleşen olmadığını belirtmiştir. Komşu Kırsakal'ın Kırgız Türklerinden olduğu söylenmektedir. Köye ilk yerleşenlerin Saka Türklerinden olduğu kuramı çok zayıf gözükmektedir. Birde Saka Baba efsanesi anlatılmaktadır. Köyün doğusunda türbesi olan Saka Baba su taşırmış ve köyü o kurmuş. Kişisel kanım geçersiz bir efsanedir, çünkü köyde su boldur ve su taşımaya gerek yoktur. Köy halkının Türkmen ve Yürük olduğunu söyleyebiliriz. 1530 tarihli Osmanlı Dönemine ait bir haritada adı Saka-lin olarak belirtilmiştir. 1521 yılında 29 hane, 1579 da 45 hane ve 1896 da 73 haneli 437 nüfuslu bir köy olarak gözükmektedir. Önceleri Çankırı sancağının bir köyü iken daha sonraları Şabanözü’ne ve Orta’nın nahiye iken ilçe olması ile birlikte yönetsel olarak Orta’ya bağlanmıştır. Önceleri Çankırı sancağının bir köyü iken daha sonraları Şabanözü'ne ve Orta'nın nahiye iken ilçe olması ile birlikte yönetsel olarak Orta'ya bağlanmıştır. Nüfusunun 2000'in üzerinde olmasına rağmen belediye teşkilatına kavuşamamıştır. Köyün doğusunda Devrez Çayı kenarında sıcak suyu bulunan eski ve kullanılmayan bir hamam yeri vardır. Maden olarak perlit ve bentonit yatakları bulunur